― 15 января 2009 г.
Ünlü Azerbaycan Ressamı Tahir Salahov
Bu günlerde 80. yaş gününü kutlayan dünyaca ünlü Azerbaycan ressamı Tahir Teymur oğlu Salahov kendine has yeteneği sayesinde son 50 yılı aşkın bir sürede 20. yy.’ın önemli sanatçıları arasında hak ettiği yeri bulmuştur.Tahir Salahov’un layık görüldüğü önemli ödüllerin, madalya ve nişanların sayısı onlarcadır.Meşhur fırça ustasının yaptığı her eser kendi çapında tartışma konusu olacak düzeydedir.
O, resim çizmeye daha ilkokul 1. sınıftayken başlamıştı. Bu olay şöyle gerçekleşmiştir: Tahir bir gün Pionerler Bağındaki kütüphaneye giderek "Moydodır” kitabını ister. O dönemde kütüphaneden kitap alan çocuğun kitabı iade ederken kitabın konusuyla ilgili çizdiği bir resmi de verme şartı bulunuyordu.
Tahir Salahov 1928’de Bakü’de doğmuştur. Tahir 8 yaşına geldiğinde artık kütüphanede kişisel sergisi açılmıştı. Ressam sanata başlaması hakkında şöyle yazar: "…Bana dediler: "Okuduklarını resimlerde yeniden yazmaya çalış”, Bitirilmemiş o kadar kitap iade ettim ki! Ben çalışkan insanım, bak çalıştım ve resim çizdim. Daha sonra Bakü’deki Belinski Kütüphanesinde benim ilk sergim açıldı.”
Önceleri Bakü’deki Pionerler Evi’nin Görsel Sanat Stüdyosuna ve Azim Azimzade Ressamlık Okuluna giden genç Tahir 2. Dünya savaşı sonrasındaki zor yıllarda şehir parkı için asfalt üzerine reklam kompozisyonları çizerek kalabalık ailesine katkıda bulunurdu. Daha sonra Sank Petersburg’da ve Moskova’da eğitim gördüğü ressamlık enstitülerinde V.P.Yefanov, P.İ.Kotov ve ünlü batal sahneleri ustası P.D.Pokorjevski’nin yanında eğitim aldığı yıllarda Tahir Salahov’un yağlı boya tekniğinde olduğu kadar diğer resim tekniklerinde de bilgi ve becerisi arttı, yeteneği ortaya çıktı.
Onun resimlerini de birtakım ressamlar gibi birkaç grupta analiz etmek mümkündür. Bu sıralamaya portre, eskizler, sulu boya, ayrıca edebi özelliği bulunan resimler dâhildir.
Tahir Salahov’un çok yönlü yaratıcılık deneyimine yön veren yurtdışından getirdiği resimler neredeyse sayısızdır. 1960 yılından itibaren Tahir birçok ülkeye iş gezisine gider ve her seferinde içerisinde onlarca, yüzlerce resim bulunan albümlerle dönerdi. Azerbaycan’ın ünlü sanat eleştirmeni ve bilim adamı Mürsel Necefov bu konuda şöyle yazar: "Bugün onun resim albümlerinde ve sulu boya serilerinde Çekoslovakya ve Almanya, Fransa ve İtalya, Norveç ve Büyük Britanya. Yunanistan ve İsviçre, Hollanda ve Belçika, İspanya ve Meksika, Küba ve ABD, Finlandiya ve Danimarka, Hindistan ve Suriye, Irak ve İran, Macaristan ve Yugoslavya, Kanada ve Japonya vb. ülkelerin manzaralarına, bu ülkelerde çizdiği portrelere ve müsvedde resimlere rastlamamız tesadüf değildir.”
Yurtdışına çıktığı zamanlarda ressam, durmadan resimler yapar, Bakü’ye dönünce de bu eserlerin bir kısmını kişisel sergisinde sergilerdi.
Tahir Salahov’un çok sayıdaki resimleri, eskizleri, çizgi çalışmaları arasında tanıyıp bildiği insanların portreleri, özellikle dikkate değerdir. Genellikle portre tarzı onun yaratıcılığında geniş yer tutar. İster yağlı boya isterse de diğer resim teknikleriyle yaptığı eserlerinde Tahir’in portre tarzında ürettiği onlarca eseri dikkatle incelediğimizde onun portreleri için zahiri benzerlik, ciddi realizm, resmedilen insanın iç dünyası, şahsi özellikleri, duyguları, şahsın mekân ve çevre ile ilişkisi karakterize edilmektedir. Kendisinin "Fikir ve Tecessüm” adlı makalesinde ressam şöyle yazar: "Portrede benzerlik tabii ki, her zaman gereklidir, ama bununla birlikte bu belirleyici bir başlangıçtır. Beni insanın özelliği, onun iç dünyası ilgilendirir ve ben özellikle bunu anlatmaya çalışırım”.
Herkesçe bilinen Kara Karayev’in Portresi üzerinde çalışmaya başladığında (1960) ressamın kendisinin de belirttiği gibi bestekârın yanında defalarca bulunmuş, eskizler, çizgi çalışmaları yapmış, onu çok yönlü olarak tanımaya çalışmıştı.”Ben Kara Karayev’i ihtiraslı çalışma ortamında çizmek istiyordum. Çünkü ilhamın geldiği zaman üreten insan için bunun olağanüstü, dâhilen gergin süreç olduğunu göz önünde bulundururdum”.
Daha sonraları F.Emirov’un (1967), R.Rza’nın (1971), M.A.Sabir’in (1962) portrelerini yaparken de ressam aynı yönteme başvurmuştu. M.A.Sabir’in portresi için babasına çok benzeyen oğlu model olmuştu.
Tahir Salahov gazlı kalem tekniğini de mükemmel bir şekilde kullanarak bu konudaki yeteneğini de ustalıkla sergilemişti. Şu bir gerçek ki, Çin mürekkepli gazlı kalemle resim çizmek kalem ve kömürle çalışmaya oranla çok daha zordur. Çünkü bu süreçte ressamın yaptığı hatayı silerek düzeltmesi gazlı kalem veya Çin mürekkebi tekniğinde imkânsızdır. Bu yüzden ressam resmin görüntüsünü öncelikle hayalinde canlandırmalı ve onu bir defaya mahsus olarak kaydetmelidir.
Tahir’in çizdiği Azerbaycan’ın yetenekli ressamı Hüseyin Aliyev’in Portresi (kâğıt üzerine gazlı kalem, 1970) insan psikolojisini, düşüncelerini, onun simasında ifade edilen maneviyatı tecessüm ettirmektedir.
Genç Filistinli Faiz Rabah’ın Portresi (kalem, 1976) tasvirinde Tahir Salahov aynı grafik yöntemle portreyi yapmış, onun kıvırcık saçlarını, çatık kaşlarını, sıkıca kapalı dudaklarını çizerek bu tip aracılığıyla onun çevresini, yaşadığı dönem ve zamanın onun yüzünde alnında daha gençken bıraktığı kırışıklıkları, bütün bunlarla onun var olmaya karşı ilişkisini betimlemektedir.
Ünlü yazar, şair Resul Hemzetov’un zengin psikolojik portresini yaparken Tahir bu sefer farklı bir tekniğe- sanginaya başvurmuştur. Benim fikrimce bu portre Tahir Salahov’un yaptığı portreler galerisinde kendini ifade edişine, konu ve biçimine, son derece aydın, düzenli resmine göre aynı zamanda yaratıcı insanın, mütefekkir şahsiyetin zengin iç âleminin, duygu ve düşüncelerinin bütün ayrıntılarının sergilenmesi bakımından en başarılı çalışmalarından birisidir. Bir insanın portresini böyle maksimum benzerlikte, onun iç âlemini, psikolojisini bu kadar başarılı bir şekilde kâğıda geçirmek için yaratıcı ve gözlemci ressam, insanlar arasında sanki psikolog gibi dolaşmalıdır. Bence Tahir Salahov yaşadığı dünyaya, çevresindeki gerçeklere daima yaratıcı bakışlarla bakmıştır.
Kadın güzelliğine hayranlık, onun ifadeli, yorucu olmayan, sade, lakonik tasvir araçları ile yansıması, portrede insan özelliklerini tam karakterize eden anın, psikolojinin vurgulanması Tahir Salahov’un çizdiği çok sayıdaki kadın resimlerinde kendini gösterir. Hemşire Portresi (kâğıt üzerine kalem, 1978), Marina’nın Portresi (kâğıt üzerine kalem, 1983), Aktris İ.Miroşniçenko’nun Portresi (kara kâğıt üzerine tebeşir, 1980) [ill.- 37] vs. gibi çok sayılı portrelerde kendini vurgulayan merkezi çizgi olarak kendini göstermektedir.
Aktris İ. Miroşniçenko’nun Portresini sanki aktris oynadığı rolde seyirciye seslenecek veya hareket edecek kadar canlı olarak kara kâğıt üzerine tebeşirle çizmiştir. Onun portresinde de diğer portrelerde gördüğümüz insanın bu dünyadaki yeri ve düşünceleri, varlığın mahiyetini, çeşitli insan tiplerini ressamın tasvir ve ifade araçları ile betimlediğini görmekteyiz.
Tahir Salahov’un resimleri arasında "Atölyede model” serisinden olan doğrudan modele bakarak çizilmiş resimler de dikkat çeker ki, onların da birçoğu gazlı kalem tekniğiyle icra edilmiştir.
Tahir Salahov sanatçılığının yanı sıra pedagojik faaliyeti ve organizasyon becerisi ile genç ressamlar kuşağının yetiştirilmesine ve milli ressamlığın gelişmesine büyük ölçüde katkı sağlamaktadır.
Tahir Salahov’un Türkiye Cumhuriyeti’nde yaptığı sanat ve Kurtuluş Savaşı, Büyük Taarruz, Sakarya Meydan Savaşı ve Çanakkale Savaşı ile ilgili işleri de takdir edilendir. 2001 yılından itibaren Tahir Beyin başkanlığında Rusya sanatçılar heyeti Ankara Anıtkabir’de Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesinde çalışmaya başlanıldı.2002 yılı 26 Ağustos tarihinde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi büyük törenlerle açıldı.